Tamamlanmayan Görevler Zihni Nasıl Meşgul Eder?
Tamamlanmayan görevlerin zihni nasıl meşgul ettiği konusunda yoğun bir araştırma yapılıyor. 1920’lerde bir psikolog olan Bluma Zeigarnik, bir lokantada otururken şunu fark etti: Garsonlar, müşterilerin siparişlerini çok rahat bir şekilde hatırlayabiliyorlardı fakat müşterilere siparişlerini teslim eder etmez kimin neyi sipariş ettiğini unutuyorlardı.
Bu durum Zeigarnik’in dikkatini çekti ve konuyla ilgili yaptığı yoğun araştırmalar sonunda şu sonuca ulaştı:
Kişilerin tamamlanmamış veya bölünmüş-kesilmiş şeyleri, tamamlananlara göre hatırlama olasılıkları iki kat daha fazlaydı. Bu etki daha sonra Zeigarnik Etkisi olarak tanımlandı.
Tamamlanmayan Görevler – Zeigarnik Etkisi
Tamamlanmayan görevler için Zeigarnik Etkisi, yarıda kesilen bir görevin, tamamlanacağı ana dek zihnin ön planında tutulduğu bir gerilim seviyesi yarattığı sonucunu ortaya koyar.
Çok yaygın olan erteleme davranışı, kişinin üzerinde ciddi bir ağırlık yapması hatta bu görevi tamamlayana dek başka bir şey yapmanın zorlaşmasının sebebi de bu etkiyle açıklanıyor.
Psikolog Hadassah: “Tamamlanmamış görevler ve bunları ertelemeniz çoğu zaman bunaltıcı sıklıkta ve bize hiç de yardımcı olmayan düşünce kalıplarına yol açar.” diyerek konuyu açıklıyor.
Jim Kwik, kişinin istediği hayat ile şu anda yaşadığı hayat arasında yaşadığı gerilimi de bu etkiyle açıklıyor. Kişinin istedikleri ve şimdiye kadar yaptıkları arasındaki gerilimle baş etmenin en iyi yolu Zeigarnik Etkisinin öğrettiklerini hatırlamaktır.
Yapılması gereken işleri tamamlayana kadar zihnin rahatlayamayacağını hatırlayarak görevi tamamlamak yolunda kişinin kendini motive etmesi gerekir.
Profesör Gloria Mark bireylerin düşünce şeklini tamamen değiştirmesi gerektiğini vurguluyor. Çünkü yaptığı araştırmalar gösteriyor ki gün içinde kesintiye uğrayan göreve sonradan dönmek zaman alıyor.
Kesintiye uğratılan işlerin yüzde 82’si aynı gün içinde devam ettirilse de tam anlamıyla göreve dönülmesi 23 dakika 15 saniye alıyor. Bu, dikkatin her dağıldığında görevin 20 dakika uzaması anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında erteleme davranışından kurtulmak, zaman yönetimi konusunda bireylere önemli katkılar sağlayabilir.
Bu yazı Aile Danışmanı Cem Karataş tarafından yazılmıştır. Tüm hakları saklıdır.
Buna benzer içeriklerden haberdar olmak için
Comments